Lozan Antlaşmasının 98. yıl dönümü dolayısı ile Av. Zihni Çubukçu mesaj yayımladı
30 Ekim 1918 tarihinde Birinci Dünya Savaşı’nın Galip Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında yapılan Mondros sözleşmesi ile Türk Vatanı İngiliz-Fransız, İtalya ve Yunanistan tarafından işgal edilmiş ve 10 Ağustos 1920 yılında Sevr Sözleşmesi ile de Anadolu toprakları parçalanmış, Doğu ve Güneydoğu Anadolu da Ermenistan ve Kürdistan, Doğu Karadeniz Bölgesinde ise Rum Pontus Devletinin kurulmasına karar verilmiştir.
Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 da Samsun’a çıkışı ile birlikte başlayan işgale karşı direniş 30 Ağustos 1922 yılında büyük zaferle sonuçlanmıştır. İşgalci devletler mağlup edilmiş ve 9 Eylül 1922 de düşman ordusu İzmir’de denize dökülmüştür. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk Milleti’nin kazandığı bu zaferle yalnız düşman orduları Anadolu’dan atılmadı, topraklarında güneş batmayan İngiliz İmparatorluğunun yakın doğu politikası iflas etti. Lozan barış görüşmelerinin yapılması kararlaştırıldı. Bu çetin görüşmeler için İsmet İnönü, Atatürk tarafından görevlendirildi. Çünkü vatan için pazarlık yapmasının ne demek olduğunu iyi bilen savaş meydanlarında yetişen İsmet Paşa’dan başkası olamazdı. Avrupa’nın kurnaz ve sinsi siyaset adamları ile yalnız o baş edebilirdi. İsmet İnönü Lozan’a giderken, Mustafa kemal Atatürk Türkiye’nin tam bağımsız ve egemen Devlet olarak tanınmasını, hiçbir şekilde kapitülasyonun kabul edilmeyerek müzakere dahi edilmesini, Misaki Milli’nin kabul ettirilmesi talimatını verdi.
Başta İngiliz Büyük Elçisi Curzon olmak üzere diğer devletler İsmet Paşa’ya istediklerini dikte ettireceklerini sanıyorlardı. Ama o Lozan’a Mondros’tan değil Mudanya’dan gelmişti. Mağlup değil galip Türk Devleti’nin Temsilcisi idi. Kapitülasyonlar konusunda asla ödün vermiyordu, vermezdi. Çünkü kapitülasyon bir ülkenin başka bir ülke tarafından ekonomik ve siyasi yönden esir alınmasaydı. Kendilerini dünyanın egemenleri sananlar, karşılarında alttan almayan, kafa tutan ve özgüveni tam ve kararlı bir Türk devlet adamını gördüklerinde şaşkına dönmüşlerdi. İsmet Paşa Lozan’a gittiğinde henüz 38 yaşında genç bir general, Batı Cephesi Komutanı ve gerçek bir devlet adamıydı, Ulusal Kurtuluş Savaşı kahramanıydı. İsmet Paşa’nın bağımsızlık, Ulusal Egemenlik ve kapitülasyonlar konusunda ödün vermez tutumu Lord Curzon’u çılgına çevirmiştir.
24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Sözleşmesi imzalanmış Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Ulusu varlığı kabul ettirilmiştir. Böylece Sevr Sözleşmesi yırtılıp suratlarına atılmıştır. Batılı bir diplomat Lozan Antlaşmasını ”Türk Silahlarının kazandığı zaferi uluslararası hukukun kütüğüne geçirilmesidir” şeklinde tanımlamıştır. Mustafa Kemal Atatürk ise “ Lozan Antlaşması, Türk Ulusu aleyhinde asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın yıkılmasını ifade eden bir belgedir “şeklinde değerlendirmiştir. 16.7.2021 Av. Zihni ÇUBUKÇU
26 Temmuz 2021 16:30