LÄ°MON VE MANDALÄ°NANIN FÄ°YATI ÃœRETÄ°CÄ°DEN TÃœKETÄ°CÄ°YE ULAÅžINCAYA KADAR 7 KAT ARTIYOR
Türkiye’deki narenciye ihtiyacının 3’te 1’inin karşılandığı Adana’daki bahçelerde limonun kilosu 1.5 lira, mandalinanın ise 50 kuruÅŸtan satılırken nakliye, ambalajlama, depolama, aracı masrafları ile satıcı karları yüzünden ürünlerin fiyatları tüketiciye ulaşıncaya kadar 7 misline kadar katlanıyor.
Türkiye Ä°statistik Kurumu verilerine göre Türkiye’de bulunan 1 milyon 150 dönüm turunçgil alanının 410 bin dönümü Adana’da yer alıyor. Türkiye’nin narenciye alanlarının 3’te 1’inin bulunduÄŸu Adana, ayrıca 1 milyar dolar civarındaki narenciye ihracatının 400 milyon dolarını karşılıyor.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, nisan ayındaki don ve haziran ayındaki aşırı sıcaklar nedeniyle limon rekoltesinin yüzde 30 azaldığını, bu nedenle fiyatların arttığını kaydetti.
İhracatta en önemli limon türü olan enterdonat türünün geçen yıl kilosu 1 lirayken bu yıl 2.2 liraya yükseldiğini kaydeden Karademir, iç piyasada tüketilen mayer türü limonun ise dalındaki kilogram fiyatı 1.5 lirayken marketlerde 5 liraya kadar yükseldiğini ifade etti.
“ÃœRETÄ°CÄ°LER Ä°KTÄ°DAR YARDIMIYLA KOOPERATÄ°FLEÅžMELÄ°”
Mandalinaya ilişkin bilgiler de aktaran Karademir, dalında kilosu 50 kuruş eden mandalinanın marketlerde 3.5 liraya satıldığını ve makasın bu kadar yüksek olmasının üreticilerin örgütsüzlüğünden kaynaklandığını dile getirdi.
Ãœreticilerin mutlaka bir araya gelerek, yerel ve genel iktidarlar yardımıyla kooperatifleÅŸmesi gerektiÄŸini vurgulayan Semih Karademir, “ÖrgütsüzleÅŸme nedeniyle kaynaklanan maliyet artışı tüm yaÅŸ sebze ve meyvelerdeki sorunumuzdur. Özellikle turunçgillerde ürünlerin hasat edildikten sonra soÄŸuk hava depolarına alınması, ambalajlanması, birkaç kez yapılan nakliye giderleri, aracı karları en sonunda da market, manav karları ürünlerin fiyatlarının katlanmasına sebep oluyor” diye konuÅŸtu.
“PAKETLEMEDE İŞÇİLÄ°K ÖNEMLÄ° BÄ°R MALÄ°YET KALEMÄ°”
Bir paketleme tesisinin kalite kontrol mühendisi Dora Çiftçikal ise hasat edilen ürünlerin kendilerine geldikten sonra sarartma ve paketleme işlemleri yaptıklarına değinerek şunları dile getirdi:
“Sarartma denilince insanlar saÄŸlığa zararlı, korkulacak bir ÅŸey zannediyor ama biz bunu doÄŸal ısıtma ve serinletme yoluyla yapıyoruz. Zaten doÄŸada etilen, karbondioksit, oksijenimiz var. 1 aylık süreci yaÅŸlandırarak 4-5 güne indirgiyoruz. Ä°nsan saÄŸlığına herhangi bir zararı yok. Daha sonra meyveler yıkanıyor, mumlanıyor. Bantlarla işçilerimizin önüne geliyor, limonlar fileleniyor, mandalinalar ise kutulara diziliyor. Burada işçilik de önemli bir maliyet kalemi. Ham maddeler ise dünya piyasası hareketlenince maliyeti artırıyor. En sonunda da nakliye masrafları eklenince ürünler tüketiciye fiyatları katlanmış olarak ulaşıyor” dedi.
7 Ekim 2017 18:30