Adana’nın AladaÄŸ ilçesinde öğrenci yurdunda meydana gelen yangınla ilgili 8’i tutuksuz, 6’sı tutuklu olmak üzere toplam 14 sanıklı davaya mahkeme heyetinin verdiÄŸi aranın ardından devam edildi. Mahkeme heyetinin sorularını yanıtlayan dönemin AladaÄŸ Ä°lçe Milli EÄŸitim Åžube Müdürü Ramazan Arı, “Yurt müdürü plan hazırladı. Eksikliklerin giderilmesinden sonra yurt müdürlüğü tarafından bize eksiklerini sundular. Teknik bilirkiÅŸi olsaydı dosya açıldıktan sonra gerçek sorumlu ortaya çıkardı. Åžayet yangından önce bu denetimler olsaydı yurt kapatılabilirdi. Yangından sonra yapılan bu denetimler neticesinde dört tane yurt kapatıldı. Yangın YönetmeliÄŸi’ne göre yangına öğrenciler de müdahale edebilirdi. Ben yangına müdahale listesini daha önce görmüştüm. 15 gün içinde Adana Ä°l Milli EÄŸitim Müdürlüğüne yurtta gördüğüm eksiklikleri bildirdim. Ãœzerime düşen görevi yaptım” dedi.
Tutuksuz sanık Mehmet Ä°pek, “AladaÄŸ’da ben erkek öğrenci yurdunun müdürüydüm. Benim kız yurduyla ilgim ve alakam yok. O gün yangın söndürme tüplerini Ceyhan ilçesinden çalıştığımız firma yetkilisi geldi. Benim yurdumdan 4, yangının olduÄŸu kız yurdundan ise 5 adet olmak üzere toplam 9 adet yangın tüpünü doldurmak üzere teslim aldı. Ancak bu tüpleri teslim ederken ben yerine dolu tüplerin konulması gerektiÄŸini bilmiyordum ve bu konuda beni de gerek firma yetkilisi, gerekse kimse uyarmamıştı. Ben tüpleri tutanak karşılığında teslim ettim. Yurt müdürlüğü görevini Mart ayı 2017 yılında bıraktım” diye konuÅŸtu.
Yangından kurtulan yurt öğrencisi Neslihan AydoÄŸdu, “Daha önce verdiÄŸim ifademin aynısını tekrar ediyorum. Bu yurtta bir yıl kaldım. KardeÅŸim TuÄŸba ile birlikte kalıyordum. Yurtta her gün farklı öğrenciler nöbet tutuyorduk ve yurdun temizlik ve bulaşık iÅŸleri ile ilgileniyorduk. Sanıkların hepsinden ÅŸikayetçiyim” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Yangından yaralı kurtulan Fadime Yetim adlı öğrenci de, “Daha önceki ifademin aynısını tekrar ediyorum. O zaman beÅŸinci sınıftaydım. Yurtta yangın tatbikatı yapıldığını hatırlamıyorum. Koridorlarda yangın anında acil butonları ve basılacak herhangi bir düğme yoktu. Sanıklardan ÅŸikayetçiyim” dedi.
Sanık avukatları, olayda en önemli kusurun itfaiyede olduğunu, olay günü yangın yerine 50 yaşının üzerinde iki itfaiye personelinin geldiğini, itfaiyenin ve personellerinin tamamen donanımsız olduğunu, yanmaz elbise, gaz maskesi ve üçüncü kata çıkabilecek sepetli merdivenin olmadığını ve çocukların itfaiyenin yetersiz kalması yüzünden hayatlarını kaybettiklerini, kurtulan çocukların ise çevredeki battaniye açan komşuların sayesinde atlayarak kurtulduklarını savundular.
Olaydan maÄŸdur olan veli Mustafa Avcı, “Günümüzde kız öğrencilerin okutulmaması yönünde çok fazla mevzuat var. Bu anlamda yurt yetkilileri ve dernek yönetiminden kız öğrencileri okutmak için mücadele vermelerinden dolayı ÅŸikayetçi deÄŸilim ancak diÄŸer kurum yetkililerinden ÅŸikayetçiyim” dedi.
Olayda kendi evladını da kaybeden tutuklu sanık yurt müdürü Cumaali Genç, “Yurdun ne gibi faaliyetler yapacağı yönetmelikte bellidir. Yangın merdivenimiz var, tüplerimiz var, ancak biz maÄŸdur durumdayız. Kapıların ahÅŸap olduÄŸu, içeride lambirlerin olduÄŸu iddiası tamamen yalandır. En başından beri maÄŸdur avukatları ve baro avukatlarının bu olayda kasıt olduÄŸunu iddia etmesi ve bu ÅŸekilde ifade vermeleri kin ve nefret uyandırıyor. Bu iddialar dayanıksızdır ve suç unsuru olarak iddianamenin tamamen mahkemenin seyrini etkileyip, benim tutukluluk halimin devamına yöneliktir. Sizin eviniz yansa siz mi yangını söndürürsünüz yoksa itfaiye mi? Bu olayda itfaiyenin ne iÅŸ yaptığını anlayamadım. 3. kata merdiven yetiÅŸmemiÅŸtir. MaÄŸdurların avukatları bu hususu neden araÅŸtırmıyorlar. Ben tahliyemi talep ediyorum. Aleyhime olan hiçbir ifade ve konuÅŸmayı kabul etmiyorum” diye konuÅŸtu.
Tutuklu sanık Mahir Kılıç, “30 yıldır AladaÄŸ ilçemizde esnafım. EÄŸitime destek olmak amacıyla bu derneÄŸin yönetimine girdim. Benden istenilen her ÅŸeyi yerine getirdim. 1 yıldır tutukluyum. Ailem ve ben zarar gördük. Yangının olduÄŸu anda söndürmek ve müdahale etmek için bende yurda geldim. Ancak orada itfaiyeyi göremedim. Ä°ki araç olmasına raÄŸmen sivil kıyafetli personeller vardı. Yangından kurtulan çocukların hiçbirisini itfaiye kurtarmadı. Tamamen komÅŸuların getirdikleri battaniyelere atlayarak çocuklar kurtuldular. Neden bu davada itfaiye ve diÄŸer sorumlu kurumlar araÅŸtırılmıyor da bizler tutuklu bulunuyoruz. Benim itfaiye ile, yangın tüpleri ile, yurt binasını denetleyen denetçiler ile ilgim ve alakam yok. Ben yurdun fiziki ihtiyaçlarını karşılıyordum” dedi.
Tutuksuz Sanık Ramazan KeleÅŸ, “Ben AladaÄŸ’da kuyumcu esnafıyım. Dernek yönetimine çocuklara yardım amacıyla girdim. EÄŸitime destek vermek istedim. Bu acı yaÅŸadığımız olaydan dolayı bir yıldır tutukluyum. Benim bu dernekte ne bir sorumluluÄŸum ne de imza yetkim bulunmamaktadır. Ortada bir delil kalmadı, tüm deliller dava dosyasında yer alıyor. Daha önce serbesttim ama kendim gittim teslim oldum. Bu ülkenin başına bir iÅŸ geldiÄŸinde kaçanları çok iyi biliyoruz, biz asla ülkemizi ve memleketimizi terk etmeyiz. Bu olayda hayatını kaybeden çocuklarımızın hepsi bizim yavrularımızdı. Baro avukatları bugün var yarın yoklar ama biz her zaman ailelerimizin yanında olacağız. Hani ilk mahkemeye gelen baro avukatlarının çoÄŸu nerede, neden gelmediler” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Tutuklu Sanık Mustafa ÖztaÅŸ, “Ben yurdun dernekte yönetim kurulu üyesiyim. 30 yıldır AladaÄŸ ilçesinde esnafım. Ben destek amacıyla bu derneÄŸin yönetimine girdim. Tüm resmi iÅŸlemlerle müdürümüz ilgileniyordu. Benim bu dernekte imza yetkim yoktu. Ä°lk yangın anında oradaydım. Sadece bir tane itfaiye aracı vardı ve üç tane çocuÄŸun komÅŸuların açmış olduÄŸu battaniyeye atlayarak kurtulduÄŸunu gözlerimle gördüm. EÄŸer itfaiyenin sepetli merdiveni olsaydı o çocukların hepsi kurtulurdu. Bir yıldır tutukluyum. Ä°ÅŸim ve ailem maÄŸdur. Ben kesinlikle maÄŸdur ailelere baskı yapmadım ve yapmam da. Kaçma ihtimalim de yok, tahliyemi talep ediyorum” diye konuÅŸtu.
Tutuklu Sanık Ä°smail UÄŸur, “1978 yılından bu yana bu derneÄŸin üyesiyim. Zaman zaman derneÄŸin çeÅŸitli kademelerinde görev aldım, zaman zaman ise dernek baÅŸkanlığı görevinde bulundum. Bu başımıza gelen acı olaydan dolayı çok üzgünüz. Ben 74 yaşındayım, saÄŸlığım yerinde deÄŸil MR gidiyorum tedavi görüyorum ancak cezaevinde olmam nedeniyle tedavimi eksik oluyorum. Dünyanın en güzel yerini gösterseler yine kaçmam. Beynime yakın bir yerde kist bulunuyor, doktorlar bu kistin tehlikeli olduÄŸunu söylüyorlar. Ben de tahliyemi talep ediyorum” dedi.
Tutuklu sanık Mahmut Deniz, “Önceki ifademi aynen tekrar ediyorum. Ben 69 yaşındayım. Sadece öğrencileri okula götürüp getiriyordum. Orada görevli olarak çalışıyordum” diye konuÅŸtu.
İfadelerin tamamlanmasının ardından mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 26 Şubat 2018 tarihine erteledi.
12 Aralık 2017 10:34